Ebû Ubeyde b.Cerrâh’ın Zü’l Kassa Seriyyesi İçin Gönderilmesi

tebük gavzesi dönüşEbû Ubeyde

Künyesi (Ebû Ubeyde) ve dedesine (el-Cerrâh) nisbeti ile meşhûr olan Ebû Ubeyde’nin ismi Âmir b. Abdillah b. Cerrâh el-Fihrî l-Kureşî’dir (v. 18). Kaynaklarda ismi bazen Ebû Ubeyde el-Cerrâh şeklinde geçer. O, Hz. Peygamber’in İslâm’a davete başladığı ilk günlerde Hz. Ebû Bekir vasıtasıyla Müslüman oldu. Cennetle müjdelenen on sahabeden (aşere-i mübeşşere) biri olan Ebû Ubeyde,
önce Habeşistan’a, sonra Medine’ye hicret etti. Onunla Sâ’d b. Muâz arasında kardeşlik (muâhât) bağı kuruldu. Muhammed b. Mesleme veya Ebû Talha Zeyd b. Sehl el-Ensârî el-Neccârî ile kardeşlik bağı kurulduğu da rivâyet edilmiştir. -Güzel ahlâklı, yumuşak huylu, dünya işlerine önem vermeyen bir şahsiyet olan- Ebû Ubeyde, Hz. Peygamber’le birlikte bütün gazvelere katıldı. Hz. Ömer, onu
Hâlid b. Velîd’in yerine Suriye bölgesindeki orduların başkomutanlığına getirdi. Hz. Peygamber tarafından “ümmetin emini” olarak tanıtılan ve Kur’ân hâfızı olan Ebû Ubeyde, “Amavâs Tâûnu” diye tarihe geçen veba salgınında Ürdün’de Beysân’a bağlı Amtâ köyünde vefat etti ve oraya defnedildi.[69]

I. Zülkıssa Seriyyesi

Vâkıdî’ye göre Ebû Ubeyde, Zülkıssa’ya iki defa sevk edildi. Muhammed b. Mesleme’nin keşif birliğinin Zülkıssa’da baskına uğraması neticesinde Muhammed b. Mesleme yaralanmış ve arkadaşları şehit olmuştu. Baskını yapanları cezalandırmak amacıyla Ebû Ubeyde’nin I. Zülkıssa Seriyyesi düzenlendi. Ebû Ubeyde, olay mahalline 40 kişilik bir kuvvetle gitti, fakat düşmana tesadüf etmeden elde edilen ganimetlerle geri döndü.

Vâkıdî’ye göre II. Zülkıssa Seriyyesi’nin nedeni ise Batn Haykâ’da bulunan Medine meralarına -kıtlık sebebiyle- saldırmak isteyen Benî Sa’lebe ve Benî Enmâr kabilelerini durdurmak ve cezalandırmaktı. Bu kabileler, Müslümanların hâkimiyetindeki sulak Tağlemeyn arazilerine de tecavüz etmeye başlamışlardı ve Batn Hayfâ’da bulunan Medine meralarına saldırmayı kararlaştırmışlardı. Bu
haberi alan Resûlullah (a.s.), Ebû Ubeyde b. Cerrah komutasındaki kırk kişilik bir grubu onların üzerine gönderdi. Ebû Ubeyde ve arkadaşları, hicrî 6. yılın Rebîülâhir ayının bitimine iki gece kala, Cumartesi günü akşam namazını kılıp yola çıktılar. Sabaha karşı Zülkıssa’ya vardılar ve burada müşriklerin üzerine saldırdılar. Müşrikler kaçıp dağlara sığındılar. Müşriklerden sadece bir kişi esir alındı. Seriyyeciler, ganimet olarak düşmanın geride bıraktığı sürüye ve eşyaya el koyarak Medine’ye döndüler. Esir alınan şahıs Müslüman olunca serbest bırakıldı. Ganimetler ise humusu ayrıldıktan sonra mücahitler arasında paylaşıldı.

Vâkıdî, Ebû Ubeyde’nin seriyye nedeniyle Medine’den iki gece uzak kaldığını söyler. [70] Belâzürî, Ebû Ubeyde b. Cerrâh’ın Zülkıssa’ya iki kez görevlendirildiğini tasrîh etmekle Vâkıdî’yi teyit etmiş olur. O, iki seriyyenin tarihleri, sebepleri ve sonuçları konusunda Vâkıdî ile hemfikirdir.[71]

Kastallânî gibi bazı âlimlerin Ebû Ubeyde’nin Zülkıssa’ya bir defa sevk edildiği kanaatini taşıdıkları anlaşılmaktadır. Bu âlimler, Vâkıdî’nin Ebû Ubeyde’nin Zülkıssa’ya düzenlediği iki ayrı seriyyesi ile ilgili iki ayrı metnini, telfik edip bir seriyye ile ilgili tek bir metin şeklinde göstermişlerdir. Telfik yapılan nokta da şudur: Kastallânî, Muhammed b. Mesleme’nin Zülkıssa Seriyyesi’nin sonucunu
Ebû Ubeyde’nin I. Zülkıssa Seriyyesi’nin nedeni olarak göstermiştir. Yani Ebû Ubeyde’nin Zülkıssa’ya seriyye tertip etmesinin nedeni olarak Muhammed b. Mesleme’yi yaralayıp arkadaşlarını şehit edenleri cezalandırmayı göstererek, Ebû Ubeyde’nin I. Zülkıssa Seriyyesi’nin sonucunu ve II. Zülkıssa Seriyyesi’nin tertip sebebini görmezlikten gelmiştir.

Zürkânî, Ebû Ubeyde’nin Zülkıssa’ya iki sebeple; fakat bir defa seriyye düzenlediği ihtimalini ise zayıf kabul eder.[72]


Kasım Şulul, Son Peygamber Hz. Muhammed’in (a.s.) Hayatı, 2014, ss.602-604

[68] Vâkıdî, II,551-552; İbn Sa’d, II,85-86; Belâzürî, Ensâb, I,483-484; İbn Seyyidinnâs, II,104-15.
[69]İbn Sa’d, III,409-415; İbn Abdilber, el-İstî’âb, III,2-4; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe, III,124-127; VI,218-
219; İbn Hacer, el-İsâbe, II,252-254; A. Önkal, “Ebû Ubeyde b. Cerrâh”, DİA, X,249-250; A. Reşid, s. 503-523.
[70] Vâkıdî, II,551,552; Şâmî, VI,79.
[71] Belâzürî, Ensâb, I,483,484.
[72] Zürkânî (1996 n.), III,122

 

admin

Comments are closed.