Beni Temim Heyetinin Medineye Gelişi ve Hucurat suresinin Nazil Oluşu

Fantasy-Mystical-5Benî Temîm Heyetinin Medine’ye Gelmesi ve el-Hucurât Sûresi’nin 4-5. Âyetlerinin İnişi Temîmliler, Mekke’nin fethinden önce İslâm’ı kabul eden ve Mekke üzerine yürüyen İslâm ordusuna Sukyâ’da katılan Akra’ b. Hâbis b. İkâl et-Temîmî’nin (v.33)[27] teşvikiyle, Benî Anber Seriyyesi’nden sonra, Medine’ye geldiler. Kabilenin ileri gelenlerinden on kişinin[28] de aralarında bulunduğu 80 veya 90 kişilik[29] heyetin maksadı hem esirlerin durumunu görüşmek hem İslâmiyet hakkında bilgi edinmekti.

Hz. Peygamber (a.s.) onların ricasını kabul edip esirleri iade etmiştir.[30]
Heyetin başkanı -Benî Temîm’e mensup Hanzale b. Mâlik kabilesinin Dârim kolundan- Utârid b. Hâcib idi. Bunlar Mescid-i Nebevî’ye girdiklerinde: “Ey Muhammed, dışarı çıksana!” diye bağırmaları üzerine: “Hücrelerin arkasından sana bağıranların çoğu (senin yüce mertebeni) anlamayan kimselerdir”[31] meâlindeki âyetler inmiş ve kınanmışlardır.[32] Heyet, devrin âdetine uyarak beraberlerinde hatip ve şairlerini de getirmişlerdi. Bunların İslâm şairleriyle karşılaşmasını istiyorlardı. Hz. Peygamber (a.s.), böyle bir karşılaşmayı uygun görmediyse de heyetin ısrarı üzerine onların Zibirkân gibi meşhûr şair ve hatipleriyle Müslümanlardan Hassân b. Sâbit[33] gibi şair sahabeler atıştılar. Kaba davranışları sebebiyle Hz. Peygamber’e (a.s.) nasıl hitap edileceğini öğreten âyetlerin nüzulüne sebep olan heyet mensupları,[34] İslâm şairlerinin üstünlüğünü kabul ederek Müslüman oldular.

Benî Temîm heyetine bol hediyeler verilerek uğurlandı. Bir defasında Resûlullah’ın (a.s.) Hz. Hasan’ı öptüğünü gören Benî Temîm heyetinden Akra’ b. Hâbis hayretle: “Siz çocukları öper misiniz? Benim on çocuğum var, fakat hiçbirini öpmedim” dedi.

Resûlullah (a.s.) ona doğru bakarak: “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz buyurdu”.(مَنْ لا يَرْحَمُ لا يُرْحَمُ )Haccın farz olduğunu tebliğ eden Hz. Peygamber’e (a.s.), “her yıl mı haccedeceğiz” diyen ve bundan dolayı: “Ey iman edenler! Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın”[35] meâlindeki âyette kınanan da Akra’ b. Hâbis’tir.[36]


Kasım Şulul, Son Peygamber Hz. Muhammed’in (a.s.) Hayatı, 2014, ss.776-777

[27] İbn Abdilber, el-İstî’âb, I,96; İbn Hacer, el-İsâbe, I,58.
[28] Vâkıdî, III,975; Zürkânî (1996 n.), IV,31.
[29] İbn Sa’d, I,294.
[30] A. Lütfi Kazancı, “Akra’ b. Hâbis”, DİA, II,285.
[31] el-Hucurât 49/4.
[32] Süheylî, VII,446,456.
[33] Hassân b. Sâbit hakkında daha fazla bilgi için bkz. Mostarlı Câbîzâde Ali Fehmi (Hersek müft-i sâbıkı
ve Dârülfünûn edebiyat-ı Arabiyye muallimi), Hüsnü’s-Sahâbe fî Şerhi Eşâri’s-Sahâbe, İstanbul 1324,
I,16-17; Muhammed Tâhir Derviş, Hassân b. Sâbit, Mısır ts. (Dârü’l-Maârif neşri).

[34] el-Hucurât 49/2-4. Bu sûrenin 3. âyetinin nüzul sebebine dair başka rivâyetler de mevcuttur. Bkz.Buhârî, “et-Tefsîr”, 279,280 (el-Hucurât Sûresi); Müslim “el-İmân”, 187; İbn Seyyidinnâs (1992 n.), II,273; Zürkânî (1996 n.), IV,36-37.
[35] el-Mâide 5/101.
[36] Buhârî, “el-Edeb”, 78/26; Şâmî, VI,212, 287-291; M. Tayyib Okiç, İslâmiyette Kadın Öğretimi, Ankara 1978, s. 16-17; M. Hamidullah, Hadîs Tarihi, s. 22; Afzalurrahmân, I,474.

Zehra Nassan

Comments are closed.