Hz.Muhammedin (sav) Hz.Aişe ile nişanlanması/nikahlanması

Şevvâl H. 1[234] veya Şevvâl H. 2[235] bir Perşembe günü.[236]

İbn Sa’d, Hz. Âişe’nin (r.anha) ilk önce Mut’im b. Cübeyr’le sözlendiğini rivâyet eder. Bu rivâyeti kabul etmeyen Belâzürî’ye göre, Hz. Âişe’nin (r.anha) Hz.Peygamber’den (a.s.) başkasıyla sözlenmediği sâbittir.[237]

Hz. Peygamber’in (a.s.) Hz. Âişe (r.anha) ile evliliğine Osman b. Maz’ûn’un hanımı Havle bint Hakîm önayak oldu. Hz. Peygamber (a.s.) 500 dirhem mehri gelinin babasından ödünç almak sûretiyle verebilmiştir.[238] Hz. Peygamber’in (a.s.), Hz. Âişe (r.anha) dışında evlendiği bütün hanımlar duldur.[239] Hz. Âişe (r.anha), Resûl-i Ekrem (a.s.) ile evlendikten sonra üstün bir mevkie ve haklı bir şöhrete ulaştı. Kur’ân-ı Kerîm’in, Peygamber hanımlarının “müminlerin anneleri” olduklarını bildiren ve Hz. Peygamber’den (a.s.) sonra, başkalarının onlarla evlenmesini ebediyen yasaklayan emri gereğince “ümmü’l- müminîn”[240] diye anılmaya başlandı. Resûlullah (a.s.), çok sevdiği Hz. Âişe’ye (r.anha) “Hümeyra” lâkabını vermiş ve: “Dininizin yarısını bu Hümeyra’dan alınız” buyurmuştur. Hz. Âişe (r.anha), Resûlullah’ın (a.s.) aile hayatını en iyi tanıtan hanımlarından birisidir. O, Hz. Peygamber (a.s.) vefat ettiği zaman çok genç olmasına rağmen Kur’ân-ı Kerîm’i ve Resûlullah’ın (a.s.) Sünnet’ini en iyi bilen, anlayan ve muhafaza eden sahabelerin başında yer almıştır. Resûlullah’ın (a.s.) vefatından sonra Hz. Âişe (a.s.) sahâbe içinde, kırk yıla yakın bir müddet daha yaşamış ve pek çok hadîs rivâyet etmiştir.[241] Hatta zaman zaman İslâm Dini ile ilgili yanlış anlamaları gayet güzel bir şekilde izah ederek düzeltmiştir.[242]

Hz. Âişe (r.anha), Peygamber Efendimizden (a.s.) 2210 hadîs rivâyet etmiştir. Sahâbe ve tabiînden birçok kimse, kendisinden hadîs nakletmiştir. Sahîh hadîs kitapları Hz. Âişe’nin (r.anha) fetvaları ile doludur. Ahmet b. Hanbel, el- Müsned adlı eserinde Hz. Âişe’nin (r.anha) rivâyet ettiği hadîslerden uzun uzun bahseder. 

Hz. Âişe (r. anha), 65 veya 66 yaşında 17 Ramazan H. 58 Salı gecesi vitir namazını kıldıktan sonra Medine’de vefat etti. Hicrî 56, 57 veya 59 yıllarında 13 veya 19 Ramazan’da vefat ettiği de rivâyet edilmiştir.[243] Medine ve çevresinde yaşayan -kadınlar dâhil- herkes gece vakti Bakî’ Mezarlığı’na geldi. Ebû Hüreyre, cenaze namazını kıldırdı ve vasiyetine binaen Bakî Mezarlığı’nda toprağa verildi.[244]

 


Kasım Şulul, Son Peygamber Hz. Muhammed’in (a.s.) Hayatı, 2014, ss.462-63

[234] İbn Sa’d, VIII,58,60; Belâzürî, Ensâb, II,38,39; İbn Abdilber, el-İstî’âb, IV,360; İbn Hacer, el-İsâbe,IV,361.
[235] Halîfe b. Hayyât, s. 36; İbn Seyyidinnâs (1992 n.), II,394; İbn Hacer, el-İsâbe, IV,359.
[236] Makrizî (1999 n.), I,70.
[237] İbn Sa’d, VIII,58; Belâzürî, Ensâb, II,38; Zürkânî -1996 n.-, IV,381-382.
[238] Zürkânî (1996 n.), IV,382.
[239] İbn Habîb, s. 80-81; Süheylî, VII,560; M. Fayda, “Âişe”, DİA, II,201.
[240] el-Ahzâb 33/53.
[241] İbn Sa’d, VIII, 58-80; İbn Abdilber, el-İstî’âb, IV, 356-361; İbn Hacer, el-İsâbe, IV, 359-361.
[242] ez-Zerkeşî’ni (v. 794/1392) el-İcâbe li-Îrâdi Me’stedrekethü ‘Âişe Ale’s-Sahâbe adlı eserinin konusu Hz. Âişe’nin sahabe rivâyetlerini eleştirileri değil, onları tashihdir. Zira Bedî‘ ilminde önceki sözden doğan eksikliği, hatayı veya yanlış anlaşılma ihtimalini istisnaya benzer biçimde ortadan kaldıracak bir kısmın getirilmesine istidrâk adı verilmiştir. Bu husus başka vasıta ve edatlarla ifade edilebilirse de daha çok istidrâk harfi olan “ لكنّ ” ile gerçekleştiği için, tür bu şekilde adlandırılmıştır.
[243] İbn Sa’d, VIII,80; Belâzürî, Ensâb, II,41,51; İbn Hazm, Cevâmi’, s. 30; M. Fayda, “Âişe”, DİA, II,201-205.
[244] Belâzürî, Ensâb, II,41,51-52; İbn Abdilber, el-İstî’âb, IV,360; İbn Hacer, el-İsâbe, IV,361.

Güzide Özcan

Comments are closed.