Cenazenin yıkanması ve Müslümanların cenaze namazlarını kılmaları

cenaze_namazi2Resûlullah (a.s.), cenazesinin yıkanması ve benzeri hizmetleri, yakın akrabaları:Hz. Ali (r.a.), Hz. Abbâs (r.a.), Hz. Abbâs’ın (r.a.) iki oğlu Fadl ( الفضل ) ve Kusem ( قثم ) ile Üsâme b. Zeyd yaptı. Resûlullah’ın (a.s.) azatlısı Şukrân (شقران)da yardımcı olmuş, Hazrec’den Evs b. Havlî ( أوس بن خولى ) ise ricada bulunması neticesinde Resûlullah’ın (a.s.) teçhiz ve tekfinine katılmasına Hz. Ali (r.a.) izin vermiştir. Elbisesi (a.s.) çıkarılmadan cenazesi yıkandı. Hz. Ali (r.a.), yıkama sırasında
onu (a.s.) kucaklayarak çeviriyordu.[55]
İlk asır Müslüman tarihçilere göre, Hz. Peygamber’in (a.s.) sırtında, hayat hikâyesinde birçok kez sözü edilen bir tür et beni vardı. Ölümünden sonra, kendisini son kez yıkayanlar, bu beni artık bulamadılar. Bunun “Risâlet Mührü” olduğuna
inanılmıştır; vefatı üzerine peygamberlik görevi sona erdiği için, bu mühür geri alınmıştır.[56]
İbn İshâk’ın İbn Abbâs’tan naklettiği rivâyete göre, Salı günü teçhiz işi tamamlanınca, Resûlullah (a.s.) Hz. Âişe’nin (r.anha) hücresindeki sedirin üzerine konuldu. Müslümanlar onu nereye defnedecekleri hususunda ihtilaf ettiler. Farklı
görüşler ortaya çıktı. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir (r.a.), Resûlullah’ın (a.s.): “Her peygamber, mutlaka vefat ettiği yere defnedilmiştir”:[57] ( مَا قُبِضَ نَبِىٌّ إِلاَّ دُفِنَ حَيْثُيُقْبَضُ)şeklindeki ifadelerini kendisinden (a.s.) işittiğini söyledi.

Ashâb, Resûlullah (a.s.) için mezar kazmak isteyince Hz. Abbâs, iki adam çağırıp birini Ebû Ubeyde b. Cerrâh’a, diğerini Ebû Talha Zeyd b. Sehl el-Ensârî el-Neccârî’ye[58] gönderdi. Ebû Talha’ya giden adam, Ebû Talha’yı bulup getirdi.
Bunun üzerine Resûlullah’ın (a.s.) yatağı bulunduğu yerden kaldırıldı. Ebû Talha da oraya lahit şeklinde bir mezar hazırladı.Sonra insanların peş peşe Resûlullah’ın (a.s.) huzuruna girip cenaze namazı kılmalarına izin verildi. Önce erkekler, sonra kadınlar, sonra çocuklar akın akın gelip cenaze namazı kıldılar.

Şöyle ki: Önce Cebrâil (a.s.) melekle birlikte, sonra Ehl-i Beyt; yani Hz. Ali ve Abbâs b. Abdilmuttalib ile birlikte Benî Hâşim mensupları,sonra muhacirler, ardından ensâr, nihayet diğer Müslümanlar gruplar halinde Resûlullah’ın (a.s.) cenaze namazını kıldılar. Cenaze namazı kılınırken kimse imamlık yapmadı. Resûlullah (a.s.), Çarşamba gecesi, gece yarısı toprağa verildi.[59]
İbn İshâk, Resûlullah’ın (a.s.) vefatından sonra ortaya çıkan psikolojik ortam ve siyasî gelişmeleri şu çarpıcı ve özlü ifadelerle anlatır: “Resûlullah’ın (a.s.) vefatı üzerine Araplar arasında dinden dönme hareketleri başladı. Yahudilik ve
Hıristiyanlık baş kaldırdı. Münafıklık açığa çıktı. Peygamberlerini yitirmelerinden dolayı Müslümanlar, soğuk kış gecelerinde sağa sola kaçışan koyunlara döndüler.Nihayet Allah, Ebû Bekir (r.a.) vasıtasıyla onları derleyip toparladı”.[60]


Kasım Şulul, Son Peygamber Hz. MuHammed’in (a.s.) Hayatı, 2014, ss.901-902

[55] el-Mes’ûdî, et-Tenbîh, s. 281; Abdülmelik b. Hüseyin el-İsâmî ( العصامي ) el-Mekkî (1049-1111),
Simtu’n-Nucûmi’l-‘Avâlî fî Enbâ’i’l-Evâili ve’t-Tevâli ( سمط النجوم العوالي في أنباء الأوائل والتوالي ), I,367 (eş-Şâmile).
[56] Selmân-ı Fârisî (r.a.) ve Herakliyus’un elçisi de kendisine (a.s.) bunu sormuşlardı. Yine bir Arap tabip
de bununla ilgilenmiştir (M. Hamidullah, İslâm Peygamberi, paragraf no: 1917).
[57] İbn Mâce, “Cenâiz”, 1628; Hâris b. Ebî Üsâme (186-282) – Hafız Nureddin el-Heysemî, Müsnedü’l-
Hâris (Zevâidü’l-Heysemî), thk. Hüseyin Ahmed Salih el-Bekrî, Medine 1992, I,885 (hadîs no: 955);

İbn Sa’d, II,292; İbn Hibbân, Sikât, thk. Seyyid Şerefüddin Ahmed, Dârü’l-Fikr 1995, II,159; Ahmed
b. Ebî Bekr b. İsmâil el-Kenânî (762-840/1360-1436), Misbâhü’z-Zücâce, thk. Muhammed Müntekî
el-Keşnâvî, Beyrut 1403, II,57 (Bâbu Vefâti Resûlillah -a.s.- ve Defnihi: 46); Ebû Bekr Ahmed b. Amr
b. Abdilhâlik el-Bezzâr (215-292), Müsnedü’l-Bezzâr, thk. Mahfûzurrahmân Zeynullah, Beyrut 1409,
I,71,130,186; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe, I,55; İbn Hacer, Fethü’l-Bârî, I,529.
[58] Ebû Talha Zeyd b. Sehl İçin bkz. İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe, VI,192-194.
[59] İbn Hişâm, IV,313-314; İbn Kesîr, IV,530,538; İbnü’l-Mibred, s. 18; Zürkânî (1996 n.), XII,127.
[60] İbn Kesîr, IV,554.

admin

Comments are closed.