Sa’d b.Ebi Vakkas’ın Harrar Seriyyesi için gönderilmesi

seriyyeZilkade H. 1.[289]
Aşere-i mübeşşereden Ebû İshâk Sa’d b. Ebî Vakkâs el-Kureşî ez-Zührî ( سعدبن أبي وقاص مالك بن أهيب بن عبد مناف بن زهرة بن كلاب القرشي الزهري ), on yedi yaşında İslâm’ı kabul etti. İslâm’ı ilk kabul eden beşinci veya yedinci şahıs olan Hz. Sa’d, Medine’ye hicret etmiş ve muâhât olayında -bir rivâyete göre- Sa’d b. Muâz ile kardeş olmuştur. Sa’d b. Ebî Vakkâs, Medine’ye hicretle birlikte teşekkül etmeye başlayan müstakil İslâm toplumunu tehdit eden unsurlara karşı yürütülen askeri faaliyetlere etkin bir şekilde katılmıştır. Resûlullah (a.s.), Uhud Savaşı’nda, hedefini hiç şaşırmayan iyi bir okçu olan Sa’d b. Ebî Vakkâs’a: “Anam-babam sana feda olsun, at!” ( ارْمِ فِدَاكَ أَبِى وَأُمِّى ) ve “at ey delikanlı” ( ارْمِ أَيُّهَا الْغُلاَمُ الْحَزَوَّرُ ) diye iltifat edip teşvik etmiştir. Resûlullah’ın (a.s.), “anam-babam sana feda olsun” hitabına sadece Sa’d b. Ebî Vakkâs ile –Resûlullah’ın (a.s.) kahraman sahabesi ve “havarim” dediği Zübeyr b. Avvâm mazhar olmuşlardır. Sa’d b. Ebî Vakkâs (a.s.), savaşlarda Resûlullah’a (a.s.) korumalık yapan Kureyşli kahraman süvarilerden birisidir. Resûlullah (a.s.), Sa’d b. Ebî Vakkâs’a (r.a.): “Allah’ım duasını kabul et! Atışını isabetli kıl!” ( (اللهم أجب دعوته وسدِّد رميتَه duasında bulunmuştur. Bu sebeple Sa’d b. Ebî Vakkâs’ın duasının kabulü şöhret bulmuş ve herkes onun bedduasından korkmuştur. Annesi Benî Zühre’den olan Resûlullah (a.s.), Sa’d b. Ebî Vakkâs ez-Zihrî’ye (r.a.): “Sen benim dayımsın” ( أنت خالي ) buyurmuştur. Sa’d b. Ebî Vakkâs, Halife Hz. Ömer’in (r.a.) emriyle Kûfe şehrini kurdu,bütün İslâm ordularının komutanlığı görevine getirildi ve Sâsânî İmparatorluğu’nun elindeki Irak ile İran’ın fetih hareketini idare etti. Hz. Ömer (r.a.), vefatından önce, halîfe seçilmesi işini, aşere-i mübeşşereden hayatta kalan altı kişilik bir heyete havâle etmiştir. Heyet üyelerinden birisi Sa’d b. Ebî Vakkâs (r.a.) olup diğer üyeler: Hz. Osman (r.a.), Hz. Ali (r.a.), Abdurrahmân b. Avf (r.a.), Talha b. Ubeydillah (r.a.) ve Zübeyr b. Avvâm’dır (r.a.). Vâkıdî, Sa’d b. Ebî Vakkâs’ın (r.a.) Medine’ye on mil mesafedeki Akik vadisinde bulunan evinde hicrî 55. yılda vefat ettiğini ve cenaze namazını Emevîler’in Medine valisi Ebû Abdilmelik Mervân b. el-Hakem b. Ebi’l-’Âs b. Ümeyye’nin (v.65/685) kıldırdığını nakletmiştir.[290]

Harrâr Seriyyesi
Harrâr, Mekke ile Medine arasında, Râbiğ sahil yerleşim biriminin doğusunda, Gadîr-i Hum ile Cuhfe’nin güneyinde, Mekke ile Medine’yi birbirine bağlayan yol üzerinde bir vadinin adıdır. Kaynaklar, Harrâr’ı Resûlullah’ın (a.s.) hicret yolculuğu esnasında uğradığı yerler arasında gösterir.[291] Bu seriyyenin tertip amacı Îs ve Râbiğ seriyyeleriyle aynıdır. M. Hamîdullah, Harrâr Seriyyesi’nin düşmanın durumuna dair keşifte bulunmak veya bölgede oturan kabilelerin Müslümanlarla iş birliği yapıp yapmayacaklarını anlamak amacıyla düzenlenmiş olduğunu da ilave eder.[292] Hicrî 1. yılın Zilkade ayında 60 kişilik bir Kureyş kervanının Harrâr’dan geçeceğini öğrenen Hz. Peygamber (a.s.) Sa’d b. Ebî Vakkâs’ı sekiz (İbn İshâk’a göre) veya yirmi (Vâkıdî’ye göre) muhâcirden oluşan bir birliğin başında Harrâr’a
gönderdi.-60 kişilik Kureyş kervanına karşı sevk edildiği dikkate alınırsa- seriyyenin sekiz kişiden oluştuğu rivâyeti, bu askerî faaliyetin istihbarat veya keşif amaçlı olduğuna işaret eder. Resûlulullah (a.s.), seriyyenin beyaz sancağını el-Mikdâd b. Amr el-Kudâî el-Behrânî’ye teslim etti. Yaya olarak yola çıkan birlik güvenlik sebebiyle gündüzleri gizlenip geceleri yürüdü; yola çıkışının 5. gününün sabahı Harrâr’a ulaştı. Kureyş kervanının buradan bir gün önce geçtiğini öğrenen Müslümanlar, Hz. Peygamber’in (a.s.) Harrâr’dan ileriye gidilmemesi tembihi üzerine kervanı takip etmeyip Medine’ye döndüler. [293]


[289] Vâkıdî, I,11; İbn Sa’d, II,7; Belâzürî, Ensâb, I,477; İbn Hibbân, s. 151; İbn Seyyidinnâs (1992 n.),
I,356
[290] İbn Sa’d, III,139-140,148-149; İbn Abdilber, el-İstî’âb, II,26.
[291] İ. Sarıçam, “Harrâr Seferi”, DİA, XVI,242.
[292] M. Hamidullah, İslâm Peygamberi, I,220.
[293] Vâkıdî, I,11; İbn Sa’d, II,7; Belâzürî, Ensâb, I,477; İbn Hibbân, s. 151; İbn Seyyidinnâs (1992 n.),I,356; Zürkânî (1996 n.), II,228-229.
Kasım Şulul, Son Peygamber Hz. Muhammed’in (a.s.) Hayatı, 2014, ss.405-407.

admin

Comments are closed.