Efendimizin süt annesi Halime’ye verilmesi

7034595-sunset-tree-wallpaperHz. Muhammed’i (a.s.), ilk olarak annesi Âmine Hatun emzirdi. Rivâyetlerden Âmine Hatun’un çocuğunu kısa bir süre emzirdiği anlaşılmaktadır.[75] Sonra Ebû Leheb’in azatlısı Süveybe ( ثويبة ) Hanım, oğlu Masrûh ( مسروح ) ile birlikte bir müddet onu (a.s.) da emzirdi. Süveybe Hanım, daha önce Hamza b.Abdilmuttalib’i, Hz.Muhammed’den (a.s.) sonra ise Ebû Seleme Abdullah b. Abdilesed el-Kureşî el-Mahzûmî’yi de emzirdi.

Âmine Hatun, doğumdan sonra, çocuğunu kısa bir süre yanında tuttu.Mekkeli ailelerin, yeni doğan çocuklarını, çölün sağlıklı havasında büyümeleri ve fasih Arapçayı öğrenmelerini sağlamak için bâdiye de yaşayan sütanneye verme geleneğine binaen Hz. Muhammed’e (a.s.) –dedesi Abdülmuttalib ve annesi tarafından- sütanne arandı. Hevâzin’nin Benî Sa’d b. Bekr kabilesine mensup sütanne Ümmü Kebşe Halîme bint Ebî Züeyb Abdullah b. Hâris es-Sa’diyye’ye[76] emanet edildi. İki yıl sütannenin yanında kaldıktan sonra annesine iade edildi.
Fakat Âmine Hatun, Mekke vebasına yakalanmasından endişe etmesi veya muhtemelen çöl havasının yaradığını görmesi nedeniyle, çocuğunu sütanneye tekrar iade etti.

İbn İshâk’a göre, sütanne Halîme-i Sa’diyye, iki yıl iki veya üç ay sonra, Hz.Muhammed’in (a.s.) etrafında meydana gelen “göğsünün yarılması” (şakk-ı sadr)gibi bir takım harikulade olaylar sebebiyle korkuya kapıldı ve çocuğu annesine geri verdi.[77] Âmine Hatun, oğlunu son olarak bir daha sütanneye gönderdi ve bir veya bir yıla yakın bir süre sütannenin yanında kaldı.[78]

Belâzürî, Resûlullah’ın (a.s.) iki yılda sütten kesildiğini, Halîme-i Sa’diyye’nin Hz. Peygamber’i (a.s.) beş yaşında annesine ve dedesine teslim ettiğini, altı yaşına kadar da annesinin yanında kaldığını haber verir ve “sahîh olan görüş budur” der.[79]

Bir rivâyete göre, Hz. Muhammed (a.s.) sütanne Halîme-i Sa’diyye’nin yanındayken konuşmaya başladığında ilk sözleri “Allahu Ekber” olmuştur.[80]

Hz. Peygamber (a.s.): “Ben peygamberim yalan değil, ben Abdulmuttalib’in oğluyum, ben Arapların en fasihiyim, zira Kureyş soyundanım ve Benî Sa’d b.Bekr kabilesinin yanında büyüdüm, benim hatalı konuşmam nasıl olabilir ki?(أنا النبي لا كذب انا ابن عبد المطلب أنا أعرب العرب ولدتني قريش ونشات في بني سعد بن بكر فانى يأتينياللحن ) buyurmuştur.[81]

Sütanne Halîme-i Sa’diyye 

Kaynaklar, Halîme-i Sa’diyye ile ailesinin Hz. Muhammed’in (a.s.) bakımını üstlendikten sonra bolluğa kavuştuğunu ve başta “Hz. Muhammed’in (a.s.) göğsünün yarılması” (şakk-ı sadr) gibi bazı hârikulâde olaylara şahit olduklarını kaydeder.[82]
Halîme-i Sa’diyye’nin kocası Hevâzinli Benî Sa’d b. Bekr’den Hâris b. Abdiluzzâ’dır.[83] Hâris’in bi’setten kısa bir süre sonra Müslüman olduğu şeklindeki görüş kabul görmüştür. Resûlullah’ın Halîme-i Sa’diyye’den sütkardeşleri olan Abdullah,Üneyse ( أنيسة ) ve Şeyma diye tanınan Huzâfe’nin (Cüdâme) Müslüman oldukları rivâyet edilmiştir.[84]

Hz. Muhammed’in (a.s.) akraba sevgisine, sütannesinin yakınları da mazharolmuştur. Taif Savaşı’ndan sonra, Huneyn’de Hevâzin kabilesinden çok sayıda (6.000) kişi esir olarak ele geçirilmişti. Hz. Muhammed (a.s.), esirler arasındaki sütannesinin yakınları hatırına, kendisinin (a.s.) ve Abdülmuttalib oğullarının payına düşen esirleri serbest bıraktırdı. Buna şahit olan ashab da paylarına düşen esirleri, fidye almaksızın salıverdiler.[85]

Halîme-i Sa’diyye’nin (r.anha) ölüm tarihi kesin olarak bilinmemektedir.
Onun Müslüman olduğu dikkate alınarak bi’setten sonra ve Mekke’nin fethinden önce vefat ettiği söylenebilir. Mesela Vâkıdî’ye göre, Halîme-i Sa’diyye (r.anha) Hayber’in fethinden sonra hicretin 7. yılında vefat etmiştir.[86] Hadîs kitaplarında, sahabe tabakatında ve hadîs şerhlerinde yer alan bazı kayıtlara göre ise Halîme-i Sa’diyye (r.anha) Huneyn Gazvesi’nde (Şevval H. 8) hala hayattaydı. Hz. Peygamber (a.s.), bu savaş sonrasında, onunla görüştü, hürmet gösterip ikramda bulundu.[87] Ancak Vâkıdî’nin rivâyetinde Huneyn Gazvesi’nde Hz. Peygamber’le (a.s.) görüşen süt kız kardeşi Şeymâ’dır.[89] Bu durumda, Halîme-i Sa’diyye’nin (r.anha) Resûl-i Ekrem’in (a.s.) vefatından sonra Hz. Ebû Bekir (r.a.) ve Hz. Ömer’e (r.a.) geldiği, onların da kendisine ikramda bulunduğu şeklindeki rivayetler ihtiyatla karşılanmalıdır. Hasıl-ı kelam mesele daha kapsamlı bir araştırmayı gerektirmektedir.


[73] Belâzürî, Ensâb, I,103; İbn Habîb, s. 10; İbn Kuteybe, el-Maârif, s. 132; İbn Abdilber, el-İstî’âb,I,17.
[74] İbn Kesîr, I,232.
[75] Makrizî (1999 n.), I,9; Şâmî, I,375.
[ حليمة بنت أبي ذؤيب وأبو ذؤيب هو عبد الله ابن الحارث بن شجنة بن جابر بن رزام بن ناضرة بن سعد بن بكر بن هوازن ابن منصور بن) [ 76
عكرمة بن حفصة بن غيلان بن مضر ) İbn Hişâm, I,169; Taberî, II,250.
[77] İbn Hişâm, I,173; İbn Sa’d, I, 112; Taberî, II,250-253.
[78] İbn Sa’d, I, 112; İbn Kesîr, I,225.
[79] Belâzürî, Ensâb, I,103; el-Mes’ûdî, et-Tenbîh, s. 229-230.
[80] Süheylî, VII,575.
[81] Taberânî, Mu’cemü’l-Kebîr, VI,35 (hadîs no: 5437: eş-Şâmile); hadîsin farklı rivâyetleri için bkz. Ebû Ubeyd el-Kâsım b. Selâm b. Miskin el-Herevî (154-224/771-838), Ğarîbü’l-Hadîs, thk. Muhammed Abdülmuîd Han, Beyrut 1396, Dârü’l-Kütübi’l-Arabiyye neşri, I,140 (eş-Şâmile); İbn Kuteybe, el-Maârif, s. 132; Mahmud b. Ömer ez-Zamehşerî’nin (467-538/1075-1144), el-Fâik fî Garîbi’l-Hadîs, thk. Ali Muhammed el-Bicâvî – Muhammed Ebu’l-Fazl İbrahim, I,11,141 (eş-Şâmile).
[82] İbn Seyyidinnâs (1992 n.), I,90-98; Celaleddin Abdurrahmân b. Ebî Bekir es-Suyûtî (849 911/1445- 1505), Olağanüstü Yönleriyle Peygamberimiz: el-Hasâisu’l-Kubrâ, çev. Naim Erdoğan, İstanbul 2003, I,156-158.
[ .(الحارث بن عبد العزى بن رفاعة بن ملان بن ناصرة بن فصية بن نصر بن سعد بن بكر بن هوازن) [ 83
[84] İbn Abdilber, el-İstî’âb, IV,270; İbn Seyydinâs (1992 n.), I,231; Ebu’l-Fazl Şihâbüddîn Ahmed b. Ali
b. Hacer el-Askalânî (v. 852/1449), el-İsâbe fî Temyizi’s-Sahâbe, Beyrut 1328, IV,274; Neşet Çağatay,
“Hz. Muhammed’in (a.s.) Soyu, Çocukluğu ve Gençliği”, Ankara Ü. İlahiyât Fk. Dergisi 1960, Ankara 1961, XIII,34; A. Çubukçu, “Halîme”, DİA, XV,338; L. Öztürk, “Şeymâ”, DİA, XXXIX,98.
[85] İbn Sa’d, I,114-115.
[86] İbn Sa’d, I,109.
[87] İbn Abdilber, el-İstî’âb, IV,270; İbn Seyyidinnâs (1992 n.), I,97; İbn Hacer, el-İsâbe, IV,274.
[89] Bkz. Hicretin 8. yılı olaylarından: “152. Huneyn Gazvesi”ne.
Kasım Şulul, Son Peygamber Hz. Muhammed’in (a.s.) Hayatı, 2014, ss.117-119.

admin

Comments are closed.