Fil Vakası

fil-vakasiFil Vakası, Hz. Muhammed’in (a.s.) dünyaya teşrif ettiği sene, Kâbe’yi yıkmak amacıyla Mekke üzerine yürüyen Habeş ordusunun, Allah tarafından gönderilen kuşlar vasıtasıyla imha edilmesi olayıdır. Bu hâdiseye neden olan olayların tarihi seyri özetle şöyledir: 6.yüzyılın ilk yarısında Yemen’de Yahudiliğin önemli etkileri gözleniyordu. Himyerî Hanedanı’nın (M. Ö. 25? – M. S. 533?) son hükümdarı Zûnüvâs, Hıristiyanlığın kendi bölgesinde, özellikle Necran’da güç kazanmasından duyduğu endişe sebebiyle buradaki Hıristiyanları, Yahudîliği kabul etmek veya “uhdûd” adı verilen içi ateş dolu hendeklere atılmakla karşı karşıya bırakmıştı. Kur’ân-ı Kerîm:

“Kahroldu o hendeğin sahipleri, o çıralı ateşin, onlar (ateşi yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. Onlardan, sırf, azîz ve hamîd Allah’a iman ettikleri için intikam aldılar”[44] meâlindeki âyetlerde işaret ettiği bu olay neticesinde din değiştirmeye yanaşmayan birçok Hıristiyan yakılarak öldürüldü.

523 yılında cereyan eden bu hâdiseler üzerine bir yandan Hindistan deniz ticaretinin Kızıldeniz güzergâhını kontrol etmek için Bâbülmendeb’e [45] hâkim olmak, öte yandan zulme uğrayan dindaşlarını korumak amacıyla Hıristiyanlığın Ya’kûbî[46] mezhebine bağlı olan Habeşistan[47] (Etiyopya) Kralı Kaleb Ela-Esbaha (514-554), Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebine bağlı olan Bizans (330-1453) İmparatoru I. Jüstinien (527-565) ile diplomatik görüşmelerde bulunduktan sonra Eryat adlı komutanın idare ettiği Habeş ordusunu Yemen’e gönderdi. Yapılan savaş neticesinde Zûnüvâs yenildi ve öldürüldü; Yemen işgal edilerek Habeşistan’a bağlandı ve Habeş kralı adına Eryat’ın yönetimine verildi. Habeş ordusunda yer alan Ebrehe, Eryat’la arasında çıkan anlaşmazlıkta galip gelerek Yemen’de idareyi ele geçirdi ve bağımsızlığını ilan etti. Daha sonra Arabistan’da Hıristiyanlığı yaymak için büyük çaba harcayan Ebrehe, San’a’da Kulleys adıyla anılan bir katedral inşa ettirdi ve Arapları bu kiliseyi ziyarete zorladı. Daha sonra bu kiliseye karşı yapılan bir saygısızlığı bahane ederek Hıristiyanlığın yayılmasına engel oluşturan Kâbe’yi yıkmak için Mekke’ye askerî bir sefer düzenledi. Ebrehe, bu seferle, San’a’yı ön plana çıkarmak için -Yemen’in kuzey-güney bağlantısını kesen- Mekke’nin dinî ve ticarî bir merkez olma özelliğini bertaraf edip burayı ele geçirmeyi ve İranlılarla savaşan Bizanslıların yardımına yetişebilmeyi amaçlıyordu. Bazı Arap kabileleri, Ebrehe’nin Mekke’ye ulaşmasına engel olmaya çalıştı ise de başarılı olamadı.

Abdülmuttalib, Mekke’ye zarar vermemesi için Ebrehe ile müzakerelerde bulundu fakat bir netice elde edemedi. Bunun üzerine Abdülmuttalib: “Bu evin sahibi Allah’tır, O kendi evini koruyacaktır” diyerek Allah’ın Kâbe’yi koruyacağını hatırlattı. Abdülmuttalib, koruyacak güce sahip olmadığı Kâbe kapısının halkasına tutunup:

“Ey Allah’ım! Bir kul bile evini barkını korur.

Sen de buraya konmuş ve hürmeti tehlikeye uğramış olanları koru!
Yarın onların haçları ve kuvvetleri Sen’in kuvvetine üstün gelmesin.
Eğer Sen, onları, kıblemiz Kâbe’mizle baş başa bırakacak olursan o da Sen’in bileceğin bir iştir!” diyerek samimi dualarla Kâbe’nin korumasını Allah’a havale etti. [48]

Sonuçta Kâbe’yi yıkmak üzere harekete geçen Habeş ordusu, Allah tarafından gönderilen Ebâbil kuşları vasıtasıyla imha edilmiştir. Kaynaklarda bu hâdisenin vuku bulduğu sene “Fil Yılı” diye meşhûr olmuştur.[49]

İbn İshâk, kızamık ve çiçek hastalıklarının, mürrüsâfi ve üzerlik gibi otların Arap topraklarında ilk defa Fil Yılı’nda görüldüğünü bildirir.[50]
“Rabbin fil sahiplerine neler etti, görmedin mi? Onların kötü planlarını boşa çıkarmadı mı? Onların üstüne ebâbil kuşlarını gönderdi. O kuşlar, onların üzerlerine pişkin tuğladan yapılmış taşlar atıyordu. Böylece Allah onları yenilip çiğnenmiş ekine çevirdi.” meâlindeki beş âye en müteşekkil -Kur’ân-ı Kerîm’in 105. sûresi olan- el-Fîl Sûresi bu hâdiseye tahsîs edilmiştir.

Hz. Peygamber’in (a.s.) doğumundan önce Kâbe’yi yıkmak üzere gelen Habeşistan’ın Yemen valisi Ebrehe’nin bu teşebbüsü nün başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Araplar, Kâbe’ye ve hac ibadetine daha önce görülmemiş derecede değer vermeye başladıkları gibi “ehlullah, cîrânullah” (Allah evi Kâbe’nin ahalisi, komşusu) kabul edilen Kureyş’in itibarı artmıştır. Bu sebeple Kureyşliler Kinâne, Huzâa ve Benî Âmir b. Sa’saa gibi kabilelerle birlikte Hz. İsmail’in (a.s.) soyundan geldikleri, Mekke’de oturdukları ve Kâbe’nin hizmetinde bulundukları için kendilerine birtakım dinî-iktisadî imtiyazlar (hums: سم_ا) [51] tanıyıp kurallar koydular. Bu imtiyazlar Mekke ekonomisine katkı sağlamış, imtiyazların elde edilmesinin ardından kurulan ünlü Ukâz serbest ticaret merkezi bu durumu güçlendirmiştir.[52]

Fil Vakası, Hz. Muhammed’in (a.s.) peygamberliğini ve peygamberlik müessesini ispatlamak amacıyla yazılan eserlerin ortak adı olan “delâilü’n-nübüvve” adlı kitaplarda Hz. Muhammed’in (a.s.) peygamberliğinin bir delili olarak zikredilmiştir.[53]


[38]        İbn Sa’d, I,53; Taberî, II,324; İbn Asâkir, I,32.

[39]        Enûşirvân’ın iktidar yılları 528-575 (M. Hamidullah, İslâm Peygamberi, I,354) veya 531-579’dır (A.Tefazzülî, “Enûşirvân” DİA, XI,255).

[40]         Belâzürî, Ensâb, I,100-101.

[41]        Taberî, II,247,248; Süheylî, II,187; Makrizî (Katar n.), I,3-4; İbnü’l-Cevzî, I,154.

[42]        İbn Sa’d, I,101.

[43]        İbn Habîb, s. 7-8,10; İbnü’l-Cevzî, I,154.

[44]        el-Burûc 85/4-8.

[45]        Babülmendeb, Arabistan’ın Yemen kıyısı ile Afrika arsında, Kızıldeniz’i Hint okyanusuna bağlayan, yaklaşık 25 km genişliğinde stratejik bir boğazdır.

[46]        Bkz. Ek 2: “Ya’kûbîlik” maddesi.

[47]        Bkz. Ek 2: “Habeşistan” maddesi.

[48]        İbn Hişâm, I,51-53.

[49]        el-Vâkıdî (130-207/747-823), Mechûlu’l-İsm fî Hayati’n-Nebî (a.s.) Kable’l-Meb’as, Berlin Devlet

kütüphanesi, Doğu yazmaları, No: 9548, vr. 33/b vd.; İbn Hişâm, I,38; el-Mes’ûdî, Murûcü’z-Zeheb (1986 n.), II,83,138; Süheylî, I,116; Celaleddin Abdurrahmân b. Ebî Bekir es-Suyûtî’ye (849911/1445-1505), Ref ’ Şe’ni’l-Hubşân, Bursa Eski Eserler Kütüphanesi, Kurşunizade Vakfı, no: 143, vr. 96/b; M. V Levtchenko, Kuruluşundan Yıkılışına Kadar Bizans Tarihi, çev. Maide Selen, İstanbul 1999, s. 72; W. Montgomery Wa , Hazreti Muhammed Mekke’de, çev. Rami Ayas – Azmi Yüksel, Ankara 1986, s. 18-19; M. Fayda, “Fil Vakası”, DİA, XIII,71; A. L. Kazancı, “Ebrehe” DİA, X,79-80; L. Öztürk, “Etiyopya” DİA, XI,492.

[50]        İbn İshâk, s. 42.

[51]        Bkz. Ek 1: “Hums” md.

[52]        Casim Avcı, “Kureyş” DİA, Ankara 2002, XXVI,443.

[53]        Beyhakî, I,85.

Kasım Şulul, Son Peygamber Hz. Muhammed’in (a.s.) Hayatı, 2014, ss.109-112.

 

admin

Comments are closed.