Hz. Muhammedin Baki Kabristanlığını ve Uhud Şehitliğini ziyareti

güvercinResûlullah’ın (a.s.) vefatına sebep olan hastalığın başlamasından hemen önce.

İbn İshâk’ın konuyla ilgili ifadeleri şöyledir: “Resûlullah (a.s.), Zilhicce ayında Vedâ Haccı’ndan döndü. O ayın kalan kısmını, Muharrem ve Safer aylarını Medine’de ikamet ederek geçirdi. İnsanlara Suriye Seferi için ordu hazırlamalarını emretti. Üsâme b. Zeyd b. Hârise’yi bu orduya komutan tayin etti. Ona, Filistin topraklarından Belkâ ve ed-Dârûm’un sınırlarına kadar, ilerleme emrini verdi. İnsanlar bu hal üzere iken, Resûlullah’ın (a.s.) vefatıyla sonuçlanan hastalığı başladı. Bu hastalık onu Allah’ın dilediği rahmet ve ikrama ulaştıracaktı. -Bana anlatılana göre- hastalığı Safer’in son günlerinde veya Rebiülevvel’in ilk günlerinde başladı. Onun (a.s.) hastalığının başlangıcı şöyle oldu: Resûlullah (a.s.), Bakî’ Mezarlığı’na, gece yarısı ( مِنْ جَوْفِ اللَّيْلِ , azatlı kölesi Ebû Müveyhibe: أَبِو مُوَيْهِبَةَ ile birlikte) gitti. Kabristanda bulunanlara mağfiret diledikten sonra evine döndü. Sabahladığı zaman işte o günden itibaren ağrıları başladı.”[7]

Hz. Âişe’den (r.anha) nakledilen rivâyete göre, Resûlullah (a.s.), kabristandakilere şöyle hitâp edip dua ederdi: “Selâm size ey müminler diyarı! Sizler, bizde önce gitmiş bulunuyorsunuz. Allah, size ve bize vaat edilenleri yerine getirdi. İnşallah biz de size katılacağız. Ey Allah’ım! Onların ecirlerinden bizi mahrum etme! Onlardan sonra bizleri fitnelere uğratma!”:

السَّلاَمُ عَلَيْكُمْ دَارَ قَوْمٍ مُؤْمِنِينَ أَنْتُمْ لَنَا فَرَطٌ أتانا الله وأتاكم ما توعدون وإنا إن شاء الله بِكُمْ لاَحِقُونَ)
8].(اللَّهُمَّ لاَ تَحْرِمْنَا أَجْرَهُمْ وَلاَ تَفْتِنَّا بَعْدَهُمْ


Kasım Şulul, Son Peygamber Hz. Muhammed’in (a.s.) Hayatı, 2014, ss.891-892

[6] Bu tarihi; İbn İshâk (bkz. Taberî, IV,7; İbn Kesîr, IV,443-445) ve İbn Sa’d farklı senedlerle (et-Tabakât,II,203-205) → Hz. Peygamber’in azatlı kölesi Ebû Müveyhibe’den, yine İbn Sa’d farklı iki senedle → Zeyd b. Eslem ve Atâ’ b. Yesâr’dan (et-Tabakât, II,204-205) rivâyet etmiştir

[7] İbn Hişâm, IV,253,291,303,312,314; Taberî, IV,7-8; İbn Kesîr, IV,443; Şâmî, XII,233.
[8] Şâmî, XII,234.

Zehra Nassan

Comments are closed.