Halid b.Velid’in Necrân/Beni Haris Heyeti Seriyyesi için gönderilmesi

entry-to-mecca-arabic-english-scene-colourBazı kaynaklar –İbn İshâk gibi-, Hâlid b. Velîd’in Benî Hâris’e, bazıları ise -Vâkıdî ve İbn Sa’d gibi- tahsis yaparak seriyyenin asıl muhatapları olan Benî Hâris’i bir kolu olan Benî Abdilmedân’a gönderildiğini kaydederler.
Belhâris adıyla da anılan bu kabile Kahtânî Mezhic’in bir koludur. Kabileye adını veren Haris b. Kâ’b’ın soyu Amr b. Ule (İlle) b. Celd b. Mezhic yoluyla Kahtân’a ulaşır.[17] Necran’da yaşayan kabile Evfâ, Ezd, Hemdân, Becîle ve Has’am kabileleriyle komşuydu.


Arap kabilelerinden 1000 süvariye sahip ve tam bir ittifak halinde olup başka bir kabileyle ittifak (hilf) yapmayanlara cemre (kor parçası, çakıl taşı) denilir.[18] Ebû Ubeyde’ye göre, Cemerâtü’l-Arab denilen üç kabileden birisi Benî Hâris’tir. Diğerleri Mudârî Benî Dabbe b. Üd ( بنوضَبَّةُ بْنُ أُدٍّ ) ve Mudârî Âmir b. Sa’saa kabilesinin dört ana kolundan biri Benî Nümeyr b. Âmir’dir ( بنو نمير بن عامر ). Böyle kabilelerin üçten fazla olduğunu söyleyen soy bilimciler de bulunmaktadır. Câhiliye döneminde komşuları ve diğer kabilelerle yaptığı savaşların çoğundan galip çıkan Benî Hâris’in büyük bir bölümü müşrik olmakla beraber içlerinde Hıristiyanlığı benimseyenler de vardı. Müşriklerin bir kısmı Yegüs, bir kısmı da Zülhalesa putuna tapardı.

Pek çok kolu olan Benî Abdilmedân b. Deyyân –muhtemelen bazı kolları-,[19] Necran’ın Kâbe’si (Deyrü Necran) denilen büyük bir kilise inşa ettirmişti. Bazı tarihçilere göre bu kilise 300 parça deriden yapılmış bir çadırdı. Medân’ın bir put ismi olduğuna dair el-Kelbî tarafından dile getirilen bir görüş de bulunmaktadır.[20]

Benî Hâris’in: Benî Kanân ( بنو قَنَان ), Benî’d-Dâr ( بنو الدار، واسمه يزيد ), Benî Himâs ( بنو الحِمَاس ), Benî Necâş ( بنو النجاش، واسمه عامر بن ربيعة ), Benî Müsliye ( ,(بنو مُسْلِية Benî Harîsli Benî Deyyân (Abdilmedân’ın babası), Benî Deyyân’ın bir kolu Benî Rib’a ( بنو الربعة ), Benî Dabbâb ( بنو الضباب واسمه سلمة بن ربيعة بن الحارث بن كعب ), Benî Ma’kil ( بنو المعقل ), Benî Yahmed ( بنو اليحمد بن حمي واسمه عبد الله بن عثمان بن نصر بن زهران بن كعب بن الحارث بن كعب ), Benû el-Merâşid ( المراشد وهم بنو مرشد ومرشيد ابنا سلمة بن معقل بن كعب بن ربيعة بن كعب بن الحارث بن كعب ), Benî Rebî’a ( بنو ربيعة ) ve Benî Zeydân ( بنو زياد بن الحارث بن مالك بن ربيعة بن مالك بن كعب ) gibi pek çok kolları ve bunların da alt grupları bulunmaktadır.[21]

Hz. Peygamber (a.s.), Hâlid b. Velîd’i (r.a.) 400 kişilik bir kuvvetle Necran’da yaşayan Benî Abdilmedân’a gönderdi.[22] Önce onları İslâm’a davet edip bunun için kendilerine üç gün süre tanımasını, eğer İslâm’ı kabul etmezlerse bu üç günlük süreden sonra onlarla savaşmasını emretti. Hâlid b. Velîd (r.a.) Benî Abdilmedân’ın yurduna vardı, her tarafa süvariler saldı. Süvariler: “Ey insanlar! Müslüman olun selamete erin!” diyerek herkesi İslâmiyet’e davet ettiler. Benî Abdilmedân, yapılan daveti hemen kabul etti ve Müslüman oldu. Hâlid b. Velîd (r.a.), bir müddet onların yanında kaldı. İslâm şeriatını, Kur’ân ve Sünnet’i onlara öğretti. Hâlid b. Velîd (r.a.), Mezhic kabilesinden ayaklanan bir cemaatle de çarpışarak onları mağlup etti. Ayaklananlardan bazılarını esir ve hayvanlarını da ganimet aldı; ganimet mallarının beşte birini ayırdıktan sonra, kalan beşte dördünü
mücahitler arasında bölüştürdü.


Benî Abdilmedân tarafından davetin kabul edilmesi üzerine Hâlid b. Velîd (r.a.),[23] Hz. Peygamber’e (a.s.) durumu bir mektupla bildirdi. Resûlullah (a.s.) da Hâlid b. Velîd’e (r.a.) cevabî bir mektup yazarak onları temsil eden bir heyet eşliğinde Medine’ye dönmesini emretti. Heyet, takriben 6 ay kadar Medine’de kalıp İslâm’ı öğrendikten sonra Şevvâl’in sonunda veya Zilkade’nin başında[24] memleketlerine döndü. Takriben bundan dört ay sonra da Hz. Peygamber (a.s.) vefat etti.[25]


Amr b. Hazm’ın Benî Hâris’e İslâm’ı Öğretmek ve Zekâtlarını Toplamak İçin Görevlendirilmesi
Benî Neccâr’dan 17 yaşındaki Ebu’d-Dahhâk Amr b. Hazm b. Zeyd el-Ensârî el-Hazrecî’yi (v. 53/673 [?]), Benî Hâris’e Kur’ân-ı Kerîm’i, Resûlullah’ın (a.s.) Sünnet’ini, dinin esaslarını, İslâm şeâirini öğretmek ve zekâtlarını toplamakla görevlendirildi. Resûlullah (a.s.), Amr b. Hazm’a dinî hükümleri içeren bir yazı da verdi. Ayrıca kabileye, bazı kişi ve ailelere de dokuz mektup gönderdi. Amr b. Hazm, Resûlullah (a.s.) vefat ettiğinde, Necran âmili idi.[26] Hz. Peygamber’in (a.s.), Amr b. Hazm’a verdiği vesika meâlen şöyledir:


“Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla: Bu, Allah Resûlü tarafından bir beyandır. Bir eman ve garantidir. ‘Ey imanedenler! Akitleri(n gereğini) yerine getiriniz!’[27] Bu, Allah’ın Resûlü Peygamber Muhammed tarafından, Yemen’e gönderdiği sırada, Amr b. Hazm’a yazılan bir ahittir. O, bütün işlerinde Allah’tan sakınmasını ona (Amr b. Hazm’a) emretti. ‘Çünkü Allah, hiç şüphesiz sakınanların ve daima iyilik edenlerin yanındadır’.[28]

Onun yapacağı birtakım işler arasında ganimetlerden Allah’ın tayin ettiği beşte biri ve meyvelerden zekât olarak müminler üzerine farz kılınanları alması; Allah’ın, Resûlüne emrettiği gibi hakkı tutması, gözetmesi, halkı hayırla müjdelemesi ve onlara hayır emretmesi için emir verdi. O, aynı zamanda, halka Kur’ân’ı öğretecek ve Kur’ân’da olanları onlara iyice anlatacaktır.
Tâhir (abdestli) olmadıkça Kur’ân’a el sürmekten insanları men edecektir! İnsanlara lehlerinde ve aleyhlerinde olanları bildirecektir.
Doğru, dürüst olan insanlara yumuşak, zalim ve haksız olanlara karşı da sert davranacaktır.
Çünkü Allah zulümden, haksızlıktan hoşlanmaz ve ondan men eder. Haberiniz olsun ki, Allah, ‘Allah’ın laneti zalimlerin üzerindedir!’[29] buyuruyor. İnsanları Cennetle ve Cennet amelleriyle müjdeleyecek, Cehennemle ve Cehennem amelleriyle de uyaracak, korkutacaktır!
Dini iyice anlayıncaya kadar halka yakınlık gösterecek, hac amellerini, haccın sünnet ve farzlarını, Allah’ın bu hususta emrettiği şeyleri, hacc-ı ekberi ve hacc-ı asgarı -ki, bu umredir- öğretecek, tek ve küçük örtü içinde namaz kılmaktan men edecektir.
İki ucu omuzlar üzerine atılabilecek genişlikte olan örtü içinde kılmak bundan müstesnadır.
Halkı secdede avret mahalli yukarı doğru açılacak tek örtüye sarılıp bürünmekten ve başının saçını toplayıp ensesinde bağlamaktan men edecektir! İnsanlar arasında vuku bulacak harplerde, kabile ve aşiretlere yapılacak çağrı (ırkçılık) yasaklanacak; onlar, bir/tek ve ortaksız Yüce Allah’a çağıracak; Allah’a çağırmayan kabilelere ve aşiretlere çağrıda bulunan (yani kabilecilik/ırkçılık yapan) kişiler, bir/tek ve ortaksız Allah’a çağırıncaya kadar, kılıçla budanacaktır.
Abdest alırken; yüzlerini, dirseklerine kadar ellerini, bileklerine (topuklarına) kadar ayaklarını güzelce yıkamayı ve Allah’ın kendilerine emrettiği gibi başlarına mesh etmeyi, Namazı vaktinde kılmayı, rükû, sücut ve huşuu tam yapmayı, Gecenin sonu olunca sabah namazını, gün ortalanıp güneş doğudan batıya doğru eğilmeye başladığı zaman öğle namazını, öğle vakti çıkıp güneş arkasını arza çevirdiği zaman ikindi namazını, gece gelince yıldızların gökte görünme zamanına kadar geciktirilmeksizin akşam namazını, gecenin ilk kısmında da yatsı namazını kılmayı halka emredecektir.Cuma için nida edildiği, ezan okunduğu zaman Cuma namazına koşmayı ve mescide gitmeden önce Cuma için gusletmeyi, Ganimetlerden Allah’ın emrettiği beşte biri, Ürünlerden, müminler üzerine zekât olarak farz kılınanları, Kaynakların suladığı ve göğün suladığı arazi ürünlerinden uşr (onda bir) ve kova ile sulanan arazi ürünlerinden yarım uşr (yirmide bir) almayı emretti.
Her on devede iki koyun,
Her yirmi devede dört koyun,
Her kırk sığırda bir sığır,
Her otuz sığırda bir yaşını tamamlamış bir dana veya üç yaşına girmiş erkek veya dişi bir sığır, Merada yayılan koyunlardan her kırk koyunda bir koyun vermek gerekir.
Bu, Allah tarafından müminlere farz kılınan zekâttır. Kim hayrını arttırırsa, o hayrı kendisi için arttırmış olur.
Yahudilerden veya Hıristiyanlardan cân-ı gönülden Müslüman olup İslâm Dini’nin gereklerini yerine getiren kimse, müminlerdendir.
Müminlerin sahip oldukları haklara o da aynen sahip, onların mükellef bulundukları vazifelerle o da mükellef olur.
Hıristiyan veya Yahudi kalmak isteyen kimse de bundan men edilmeyecektir.
Erginlik çağına giren her gayrimüslim erkek veya kadın, hür veya köle, tam bir dinar veya onun karşılığı bir elbise ödemekle mükelleftir.
Kim bunu öderse, onun için, Allah’ın ve Resûlü’nün himayesi vardır. Kim de bunu ödemekten kaçınırsa, o,Allah’ın ve Resûlü’nün ve bütün Müslümanların düşmanı olur.Allah’ın salât ve selamları, rahmet ve bereketleri Muhammed’in üzerine olsun”.[ 30]


Kasım Şulul, Son Peygamber Hz. Muhammed’in (a.s.) Hayatı, 2014, ss.847-852

[13] Vâkıdî, I,7; İbn Sa’d, I,339-340; II,169.
[14] İbn Hişâm, IV,239; Halîfe b. Hayyât, s. 58; İbn Seyyidinnâs (1992 n.), II,327; Beyhakî, V,411.
[15] Bkz. hicretin 9. yılı olaylarından: “Necran Hıristiyanları Heyeti” başlığına.
[16] İbn Hişâm, IV,241; Vâkıdî, I,7; İbn Sa’d, I,339-340; II,169; Seyyidinnâs (1992 n.), II,327.
[ الحارث بن كعب بن عمرو بن علة بن جلد بن مالك بن أدد بن زيد بن يشجب بن عريب بن زيد بن كهلان بن سبأ بن يشجب بن يعرب) [ 17 بن قحطان ). Ayrıca bkz. Ek 1: Şema 2.
[ (الجمر: جمع جمرة من النار. والجمرة: ألف فارس. يقال جمرة كالجمرة. وكل قبيل انضموا فصاروا يدا واحدة ولم يحالفوا غيرهم فهم جمرة) [ 18
bkz. el-Cevherî, es-Sihâh, II,616 (eş-Şâmile).

.(عبد المدان بن الديان واسمه يزيد بن قطن بن زياد بن عبد الله بن الحارث بن مالك بن عبد الله بن ربيعة ابن كعب بن الحارث بن كعب) [ 19
Bkz. el-Mes’ûdî, et-Tenbîh, s. 273-274; es-Sehârî ( الصحاري ), el-Ensâb, s. 136 (eş-Şâmile).
[20] es-Sehârî ( الصحاري ), el-Ensâb, s. 136 (eş-Şâmile); Zürkânî (1996 n.), IV,137-138; M. Ağırman, “Hâris b. Ka’b”, DİA, XVI,197.
[21] el-Kalkâşendî (759-821/1355-1418), Nihâyetü’l-Ereb fî Ma’rifeti Ensâbi’l-Arab, s. 19,20,23,27,28,57,89,94 (eş-Şâmile).
[22] İbn Hişâm, IV,239; Halîfe b. Hayyât, III,367.

[23] Vâkıdî, I,7; İbn Sa’d, I,339-340; II,169; İbn Kesîr, IV,188 vd.; Zürkânî, III,102.
[24] İbn Sa’d, I,339; Taberî, III,369.
[25] İbn Sa’d, I,339-340.
[26] İbn Sa’d, III,486; Taberî, III,369-371; Ebû Yusuf, s. 194; İbn Abdilber, el-İstî’âb, II,517; İbn Hacer, elİsâbe,
II,532; M. Asım Köksal, İslâm Tarihi, XVII,22-27; M. Hamidullah, Hadîs Tarihi, s. 38-39.
[27] el-Mâide 5/1.
[28] en-Nahl 16/128.

[29] Hûd 11/13.

[30] Başta Ömer b. Abdilazîz ve Zührî olmak üzere bir çok kişi, Hz. Peygamber’in (a.s.) Amr b. Hazm (r.a.) için yazdırdığı dini hükümleri, siyer (devlet ve uluslar arası hukuk manasında) ve zekât oranları gibi konuları açıklayan vesikasını ve aynı mahiyetteki Hz. Ömer’in (r.a.) zekât vesikasını görmüş ve kopyalamışlardır. Bkz. İbn Hişâm, IV,241-243; Ebû Ubeyd el-Kasım b. Sellâm (154-224/770-839), Kitâbü’l-Emvâl, thk. Ebû Enes Seyyid b. Receb, Dârü’l-Hedyi’n-Nebevî (Mısır) – Dârü’l-Fazîle (Suudi Arabistan) neşri, 1428/2007, I,5-9; M. A. Köksal, İslâm Tarihi, XVII,42-49.

Zehra Nassan

Comments are closed.