Hz. Ebu Bekir’in Hac Emiri olarak Mekke’ye gönderilişi /Hz. Ali’nin Tevbe Suresi’ni duyurması için Mekke’ye gönderilişi

mekke01Hz. Peygamber (a.s.), Mekke fethedilip İslâm diyarı (dârülislâm[290]) olunca, Tebûk Seferi’nden sonra hac yapmak istedi. Fakat müşriklerin de hacda bulunacağı, Kâbe’yi çıplak tavaf etmeleri ve hacca dair Câhiliye adetlerinin uygulanmaya devam edilmesinden dolayı bundan vazgeçti.[291] Hz. Peygamber (a.s.),hicretin 9. yılında Müslümanlara hac yaptırmak üzere Hz. Ebû Bekir’i (r.a.), hac başkanlığına tayin etti. Hz. Ebû Bekir (r.a.) de üç yüz Müslüman’la birlikte Medine’den Mekke’ye doğru yola çıktı.[292] Hz. Ebû Bekir’in (r.a.), Mekke’ye hareketinden sonra et-Tevbe (el-Berâe) Sûresi’nin -müşriklere dört aylık geçici bir süre serbestlik tanıyan- ilk 9 âyeti indi.[293] Âyetler meâlen şöyledir:
“Allah ve Resûlünden kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere bir ihtar!

(Ey müşrikler!) Yeryüzünde dört ay daha dolaşın. İyi bilin ki siz Allah’ı âciz bırakacak değilsiniz; Allah ise kâfirleri rezil (ve perişan) edecektir. Hacc-ı ekber (en büyük hac) gününde Allah ve Resûlü’nden insanlara bir bildiridir: Allah ve Resûlü müşriklerden uzaktır. Eğer tevbe ederseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Ve eğer yüz çevirirseniz bilin ki, siz Allah’ı âciz bırakacak değilsiniz.

(Ey Muhammed)! o kâfirlere elem verici bir azabı müjdele! Ancak kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklerden (antlaşma şartlarına uyan) hiçbir şeyi size eksik bırakmayan ve sizin aleyhinize herhangi bir kimseye arka çıkmayanlar (bu hükmün) dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayınız. Allah (haksızlıktan) sakınanları sever.
Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yarlıgayan, esirgeyendir.
Ve eğer müşriklerden biri senden aman dilerse, Allah’ın kelâmını işitip dinleyinceye kadar ona aman ver, sonra (Müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağıbir yere ulaştır. İşte bu (müsamaha), onların, bilmeyen bir kavim olmalarından dolayıdır. Mescid-i Haram’ın yanında kendileriyle antlaşma yaptıklarınızın dışında[294] müşriklerin Allah ve Resûlü yanında nasıl (muteber) bir ahdi olabilir? Onlar size karşı dürüst davrandıkları müddetçe siz de onlara dürüst davranın. Çünkü Allah (ahdi bozmaktan) sakınanları sever.
Nasıl olabilir ki! Onlar size galip gelselerdi, sizin hakkınızda ne ahit, ne de antlaşma gözetirlerdi. Onlar ağızlarıyla sizi razı ediyorlar, hâlbuki kalbleri (buna) karşı çıkıyor. Çünkü onların çoğu yoldan çıkmışlardır. Allah’ın âyetlerine karşılık az bir değeri (dünya malını ve nefsânî istekleri) satın
aldılar da (insanları) O’nun yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yapmakta oldukları
şeyler ne kötüdür!”.[295]
Resûlullah (a.s.), et-Tevbe Sûresi’nin ilk kısmı inince, Allah’ın emirlerini hacca gelen insanlara tebliğ etmek için Hz. Ali’yi (r.a.) görevlendirdi. Hz. Ali (r.a.), kafileye ulaştığında Hz. Ebû Bekir (r.a.): “Âmir misin, yoksa memur musun?”
diye sordu. Hz. Ali (r.a.), et-Tevbe Sûresi’ni Mekke’deki hacılara tebliğ etmekle memur olduğunu bildirdi. Verilen vazifeyi yerine getirmek konusunda Ebû Hüreyre (r.a.), Hz. Ali’ye (r.a.) yardımcı olmuştur.[296]
Hz. Ali (r.a.), -bayramın birinci günü; yani 10 Zilhicce’de Mekke ile Müzdelife arasında, Mina’ın Mekke tarafında; yani batı yönündeki sınırı olan- Aka-be Cemresi yanında ayağa kalkarak kendisinin Hz. Peygamber (a.s.) tarafından gönderilmiş bir elçi olduğunu bildirdi ve sonra da et-Tevbe Sûresi’nin ilk kısmını okuyarak dört şeyi ilan etti:
1- Müminden başkası cennete girmeyecektir.
2- Bu yıldan sonra hiçbir müşrik hac yapmayacaktır.
3- Kimse Beytullah’ı/Kâbe’yi çıplak tavaf etmeyecektir.
4- Kimin Resûlullah (a.s.) ile bir antlaşması varsa süresi doluncaya kadar
geçerlidir. Resûlullah (a.s.) ile bir antlaşması olmayanlara ise dört ay mühlet verilmiştir.[ 297]
Dört aylık sürenin bitiminden sonra müşrikler bulundukları yerde ya öldürülecek ya da esir edilecektir. Bunun iki istisnası vardır:
1- Müşrik kabileler tarafından bozulmamış antlaşmalar antlaşma süresinin sonuna kadar yürürlükte kalacaktır.
2- Bir putperest himaye/koruma isterse bu isteği yerine getirilecek ve kendisine önce İslâm anlatılarak güven içinde gitmek istediği yere götürülecektir.[298]Netice itibariyle Ramazan H. 8’de Mekke’nin fethi ile Kâbe putlardan arındırıldı.9. yılın haccında, bundan sonra müşriklerin hacca gelemeyeceği, şirk örf ve adetlerin Beytullah’ta icra edilemeyeceği ilan edildi. Böylece Mekke’deki ortam Hz. Peygamber’in (a.s.) Vedâ Haccı’na hazır hale getirilmiş oldu.[299]


Kasım Şulul,Son Peygamber Hz. Muhammed’in (a.s.) Hayatı,2014,s.835-837.

 [289] İbn Sa’d, II,168.
[290] Müslüman bir devletin hâkimiyeti altındaki topraklar için kullanılan bir fıkıh terimi olan “dârülislâm”
terimi hakkında daha fazla bilgi için bkz. A. Özel, “Dârülislâm”, DİA, VIII,541-543.
[291] İbn Seyyidinnâs (1992 n.), II,310; Süheylî, I,139; VII,158; M. Asım Köksal, İslâm Tarihi, XVI,429.
[292] Vâkıdî, III,1077; İbn Hişâm, IV,188.
[293] Taberî, III,363,364; el-Mes’ûdî, et-Tenbîh, s. 273.

[294] Tefsircilere göre âyette istisna edilenler, Hudeybiye Antlaşması’na dolaylı olarak iştirak etmiş olan
Huzeyme ve Müdlic oğullarıdır. Kureyş ve onlara bağlı diğer müşrikler antlaşmayı bozdukları
için Müslümanlar harekete geçti ve Mekke’yi fethettiler. Antlaşmayı bozmayan kabilelere ise
dokunmadılar.
[295] et-Tevbe 9/1-9.
[296] Süheylî, VII,422.

[297] İbn Hişâm, IV,190; İbn Sa’d, II,168-169; el-Mes’ûdî, et-Tenbîh, s. 273; Süheylî, VII,422; İbn Hacer,
Fethü’l-Bârî, I,466; III,483; VIII,83,319,320,321; X,301; Zürkânî (1996 n.), IV,118.
[298] İbn Hişâm, IV,188 vd.; İbn Seyydinâs (1992 n.), II,310-314.
[299] Süheylî, VII,158; Şâmî, VIII,443.

Zehra Nassan

Comments are closed.