Halid b. Velid’in Beni Cezime Seriyyesi için gönderilmesi

usame ordusuŞevvâl H. 8.[279]

Cezîme b. Âmir b. Abdümenât b. Kinâne’nin soyundan gelen bu kabile, Hz.Peygamber (a.s.) zamanında Mekke’nin güneyinde Yelemlem civarında Gumeysâ denilen yerde ikamet ediyordu.

Resûlullah (a.s.), Hâlid b. Velîd’i Benî Cezîme’yi İslâm’a davet etmek için gönderdi. Savaşmak için göndermemişti. Hâlid (r.a.), Muhacirler ve Ensar ile Süleym oğulları ve Müdlic oğullarından üç yüz elli kişilik bir birliğinin başında yola çıktı. Hâlid b. Velîd (r.a.), Benî Cezîme kabilesinin silâhlanmış olduğunu gördü.İslâm’ın Arap kabileleri arasında hızla yayıldığını söyleyerek onlardan silâhlarını bırakıp Müslüman olmalarını istedi.
Bir kısmı silâhlarını bırakmak istediği halde bazıları buna şiddetle karşı çıktılar. Ancak aralarında geçen kısa bir tartışmadan sonra silâhlarını bıraktılar Onlar: “Müslüman olduk!” kelimesini telaffuz edemediler. “Dinimizi değiştirdik” anlamında “sabe’nâ” ( صبأنا ) dediler. Hâlid b. Velîd (r.a.), Müslüman olduklarına ikna olmadı. Sert ve disiplinli bir komutan olan Hâlid b. Velîd (r.a.), onların vaktiyle İslâm düşmanlarıyla iş birliği yaptıklarını da hatırlayarak kendilerini esir aldı ve askerleri arasında dağıttı, ertesi sabah da öldürülmelerini emretti.

Benî Süleym, ellerindeki otuz kadar esiri öldürdü. Fakat başta Abdullah b. Ömer (r.a.) ve [Ebû Huzeyfe Mihşem b. Utbe el-’Abşemî el-Kureşî’nin[280] azatlısı] Sâlim (r.a.) olmak üzere ensâr ve muhâcir, bu emre karşı çıktılar; İslâm’ı kabul ettikleri için onları serbest bıraktılar. Hatta bazı sahabeler,Câhiliye döneminde Yemen’e yaptığı bir seferden dönerken Cezîme kabilesi tarafından öldürülen amcası Fâkih b. Mugîre’nin intikamını almak için Hâlid b. Velîd’in (r.a.) esirleri öldürttüğünü söylediler.[281] Hz. Peygamber (a.s.), hâdiseden haberdar olunca, çok üzülmüş ve “Allah’ım! Hâlid’in yaptığı bu işten sana sığınırım!” diye dua etmiştir. O (a.s.),Beni Cezîme’nin Müslüman olup olmadıklarını tesbit konusunda, acele ettiği için Hâlid b. Velîd’i (r.a.) kınadı. Kabile mensuplarını bir intikam hissiyle öldürmediğine yemin etmesi üzerine Hâlid’i (r.a.) cezalandırmadı ve komutanlıktan almadı.

Fakat Hz. Ali’yi (r.a.) görevlendirerek öldürülenlerin diyetlerini ödetti ve Benî Cezîme’nin bütün zararlarını tazmin etti.[282] Hâlid (r.a.) ile Abdurrahman b. Avf (r.a.) arasında bu meseleden dolayı birtakım sözler ve atışmalar oldu. Hâlid (r.a.), Abdurrahman’a (r.a.) sövdü. Bunlar Hz. Peygamber’e (a.s.) ulaşınca şöyle buyurdu: “Ashabıma sövmeyin! Simden birinin Uhud Dağı kadar altım olup onu Allah yolunda harcasa, ne onların bir ölçek (müdd) sadakasına, ne de bunun yarısına erişebilir” ( لاَ تَسُبُّوا أَصْحَابِى فَلَوْ أَنَّ283 ].(أَحَدَكُمْ أَنْفَقَ مِثْلَ أُحُدٍ ذَهَبًا مَا بَلَغَ مُدَّ أَحَدِهِمْ وَلاَ نَصِيفَهُ ]


Kasım Şulul,Son Peygamber Hz. Muhammed’in (a.s.) Hayatı,2014,s.743

[279] Vâkıdî, I,6; İbn Sa’d, II,147.
[280] Bkz. İbn Abdilber, el-İstiâb, IV,40-41; İbn Hacer, el-İsâbe, IV,42-43.
[281] İbn Hişâm, IV,73.

[282] Vâkıdî, III,875-884; İbn Sa’d, II,147; Buhârî, “el-Megâzî”, 64/60; Taberî, III,308,311; Beyhakî, V,113- 114; M. Fayda, Allah’ın Kılıcı Hâlid b. Velîd, İstanbul 2006, s. 181-201.
[283] Buhârî, “Fezâilü’s-Sahabe”, 62/5.

Zehra Nassan

Comments are closed.